Ford GT40

Ford GT40, 1960’lı yıllarda tasarlanmış bir yarış otomobili olup, yarış otomobili tarihinin en başarılı modellerinden biridir. GT40, Ford tarafından Ferrari’yi yenmek için tasarlanmıştır. Ford’un bu amacına ulaşması sayesinde GT40, tarihin en başarılı yarış araçlarından biri haline gelmiştir. GT40’ın motor gücü, aerodinamik performansı ve şanzımanı o dönemin diğer otomobillerinden daha ileri seviyedeydi. Ayrıca, GT40 1966-1969 yılları arasında Le Mans 24 Saat yarışını 4 kez kazanarak yarış otomobilleri tarihinde unutulmaz bir yer edindi.

Tarihçesi

Ford GT40, 1960’ların başında Henry Ford II tarafından, Ferrari’yi üstünlük sağlayarak endüstriyel bir zafer kazanmak amacıyla tasarlandı. 1963 yılında ilk prototipi üretilen GT40, önceki modellerde görülen başarısızlıklar nedeniyle geliştirilmesi gereken birçok nokta barındırıyordu. Ford, yarış otomobili için tasarım çalışmalarına İngiliz Lola firmasını da dahil etti. Ford GT’nin tasarımı, modifiye edilmiş bir AC Cobra’nın şasisi üzerine inşa edildi. Daha sonra tasarımcılar ve mühendisler, aracın aerodinamik yeteneklerini geliştirmek amacıyla tasarımı ince ayrıntılara kadar gözden geçirdiler. Bu çaba sonucu ortaya çıkan bir araç, yarış otomobili tarihinde eşine az rastlanan bir başarı hikayesi yazdı.

Teknik Özellikleri

GT40, 1960’ların yarış otomobil teknolojisi için bir dönüm noktasıydı. Bu otomobil, o dönemin diğer modellerine göre daha gelişmiş bir motor gücüne, aerodinamik performansa ve şanzımana sahipti. GT40’ın güçlü bir V8 motoru vardı ve diğer otomobillerden daha fazla beygir gücü üretiyordu. Aerodinamik tasarımı, yüksek hızlarda daha fazla stabilite sağlamak için özel olarak tasarlanmıştı. Ayrıca arka kanadı ayarlanabilir ve ön panjuru geniş bir ızgara tarzındaydı. Şanzımanı, el yapımı dışa aktarımlarla üretildiği için diğer şanzımanlardan daha ileri seviyedeydi. Tüm bu özellikleri bir araya getirerek, GT40 yarış otomobili tarihinin en başarılı modellerinden biri olarak kabul edilir.

Motor

GT40’ın motoru, oldukça güçlü olan 7 litrelik bir V8 idi ve toplamda 485 beygir gücüne sahipti. Motorunun üstünde hava almayı sağlayan iki adet karbüratör vardı ve cömert hacimleriyle önemli bir performans artışı sağlıyordu.

Ayrıca, GT40’ın sadece güçleri değil, motorlarının özel bir tork özelliği de vardı. 408 lb-ft’lik bir tork, GT40’ın hızlanma kabiliyetini muazzam bir şekilde artırıyordu. Otomobil, 0’dan 60’a sadece 5.3 saniyede çıkabilirdi.

  • Motor Tipi: 7.0L V8
  • Maksimum Güç: 485 beygir
  • Tork: 408 lb-ft
  • 0-60 Mph Hızlanma: 5.3 saniye

Aerodinamik Performansı

GT40’ın tasarımında aerodinamik performans büyük önem taşıyordu. Düşük profilli tasarımı sayesinde yüksek hızlarda da yere sağlam basıyordu. Bu da yüksek hızlarda stabilitesini artırıyordu. Ayrıca GT40’ın arka kanadı, hava akışını optimize etmek için ayarlanabilirdi. Bu da araçta istenilen ağırlık dağılımını sağlıyordu. Ön panjur ise BMW’nin 328’u gibi önceki yarış otomobillerinin tarzını takip ederek geniş bir ızgara tarzında tasarlanmıştı. Böylece motor soğutması da daha verimli bir şekilde gerçekleştiriliyordu.

Ayrıca, GT40’ın aerodinamik tasarımı sadece performansını artırmakla kalmadı, aynı zamanda estetik açıdan da oldukça başarılıydı. Tasarımı sayesinde GT40, her zamanki spor otomobillerine kıyasla oldukça sportif bir görünüme sahipti. GT40’ın bu özellikleri yarış otomobili dünyasında büyük bir etki yarattı ve diğer otomobil üreticileri de benzer tasarımlar yapmaya yönelik çaba harcadılar.

Ayarlanabilir Arka Kanat

GT40’ın en dikkat çekici özelliklerinden biri, arka kanadının ayarlanabilir olmasıydı. Bu sayede araç, hava direncini azaltmak ve hızını artırmak isteyen pilotlar tarafından kanadın açıları değiştirilebiliyordu. Ayrıca, arka kanadın açısı, sürüş koşullarına ve yarış pistine göre de ayarlanabiliyordu.

GT40’ın arka kanadı, aynı zamanda takımın farklı pilotlarına uyacak şekilde ayarlanabiliyordu. Böylece, her bir pilotun sürüş tarzına ve tercihlerine göre aracın performansı farklılık gösterebiliyordu.

Arka kanadın ayarlanabilir olması, GT40’ın yüksek hızlarda da stabil kalmasını sağladı. Pilotlar, virajlardan geçerken kanadı daha fazla açarak aracın denge ve kontrolünü artırabildi.

Ön Panjur

Ford GT40’ın ön panjuru, BMW’nin 328’u gibi önceki yarış otomobillerinin tarzını takip ederek geniş bir ızgara tarzında tasarlanmıştı. Bu tasarım, motordan gelen havanın ek soğutmasına yardımcı oldu ve otomobilin çalışma sıcaklığını düşürdü. Ayrıca, panjur, motorun çalışması sırasında tüketilen havayı da artırdı. GT40’ın ön panjur tasarımı, yarış otomobilleri için oldukça yenilikçi ve başarılı bir örnekti ve daha sonraki yarış otomobilleri tarafından da benimsendi.

Şanzımanı

Ford GT40’ın şanzımanı, yüksek performanslı bir yarış otomobili için özel olarak tasarlanmıştı. 4 vitesli bir manuel şanzımanı vardı ve tamamen el yapımı dışa aktarımlarla buluşuyorlardı. Bu özellik, yüksek hızlarda daha istikrarlı bir sürüş sağlamada etkiliydi ve GT40’ın yarış pistindeki üstünlüğüne katkıda bulunan bir faktördü. GT40’ın şanzımanının gücü ve dayanıklılığı da önemliydi. Yüksek performans için tasarlanmış bu şanzıman, sürücüye yüksek hassasiyet ve kontrol sağlayabilmesi için özel olarak tasarlanmıştı.

Yarış Başarıları

GT40, 1966-1969 yılları arasında Le Mans 24 Saat yarışını 4 kez kazandı. 1966 yılındaki zaferi, aracın yaratıcılarından Carroll Shelby’nin yönettiği motor sporları şirketi Shelby-American tarafından kazanıldı. Ken Miles ve Denny Hulme tarafından kullanılan GT40, 4828 km’lik parkuru 24 saat içinde tamamlamayı başardı ve yarışı kazandı. 1967’de Dan Gurney ve A.J. Foyt tarafından kullanılan araç, Ford’un birincilikle bitirdiği Le Mans 24 Saat yarışını ikinci kez kazandı. Pedro Rodríguez ve Lucien Bianchi tarafından kullanılan GT40, son 2 yarışı da kazanarak Le Mans 24 Saat tarihinde üst üste 4 zafer kazanan ilk araç oldu.

1966 Le Mans 24 Saat

GT40, 1966 Le Mans 24 Saat yarışında büyük bir başarı kazandı. Ken Miles ve Denny Hulme’nin sürdüğü araç, 4828 km’lik parkuru 24 saat içinde tamamlamayı başardı ve yarışı kazandı. Bu büyük zafer, Ford’un Ferrari’yi geçmesine yardımcı oldu. Yarış boyunca Miles ve Hulme, GT40’ın hızı ve performansı sayesinde liderliği korudu ve rakiplerine karşı üstünlük sağladı. Bu zafer, Ford’un GT40 modeli için yarışında en büyük başarılarından biri olarak anılır.

1967 Le Mans 24 Saat

GT40, Ford’un Le Mans yarışlarında harika işler başardığı yıllardan birinde, 1967 yılında da bir kez daha zafere ulaştı. Bu kez, Dan Gurney ve A.J. Foyt tarafından kullanılan GT40, yarışta ikinci kez birinci oldu. GT40, 1967 Le Mans 24 Saat yarışında rakiplerine fark atarak kazandı. Ayrıca, yarışta bütün 327 turu bitiren tek araç oldu. Gurney, yarışın son saatlerinde aracı sürerken, başka araçların arka kısmına geçerek, tampon tampona çarpışarak geçiş yapmayı başardı. GT40, 1967 yılında elde ettiği zafere rağmen, yarışta rekorlar kırmaya da devam etti.

1968 ve 1969 Le Mans 24 Saat

GT40’ın Le Mans 24 Saat yarışlarındaki başarısının son noktası, Pedro Rodríguez ve Lucien Bianchi tarafından kullanılan araçla geldi. 1968 yılında, Rodriguez ve Bianchi, yarışın liderliğini ele geçirdikten sonra, yakıt enjeksiyonu sorunuyla karşılaştılar. Ancak, teknik bir çözüm buldular ve yarışı kazanarak GT40’ın üst üste 3. zaferini elde ettiler.

1969 yılında, Rodriguez ve Bianchi tekrar birleşerek GT40’ın direksiyonuna geçti. Bu sefer araç, en hızlı ortalama yol hızıyla genel klasman liderliği yolunda ilerledi. Rodriguez ve Bianchi, nişan aldıkları 4. zaferi kazandılar ve GT40, Le Mans 24 Saat tarihinde üst üste 4 kez kazanan ilk araç oldu.

Yorum yapın